2 Ekim 2011 Pazar

2 ekim 2011 akşamı

ve ben 2 yıllık evliliyim demeye 1 hafta kaldı.. Evlilik ne boktan birşeymiş vay arkadaş.. Millet ne diye yırtıyor kendini evleneyim diye bilmiyorum.. Cidden bana çok zor geldi, milleti bilmem ama. Her gün eve gel birşeyler için çaba göster: o şeyler ne mi? Evin temizliği ve eve gelmeyi bekleyen misafirler için hazırlık..vs. "Neden ben" diye soranlardanım. Bana mı geliyor sadece misafir???? Bu evde yaşayanlara geliyor, ha sadece benim misafirimdir o ayrı. Hatta benim olmayan misafirin de hazırlığını ben yapıyorum. Çok gıcığım biliyorum ama ben sevmiyorum bu olayları.. Sevmiyorum ve bu oyunu oynamak istemiyorum. Bu çok gıcık bir oyun ve ben mızıkçının tekiyim anlaşıldı mı??
Ben aklıma gelen delisiyim ve canım dışarı çıkmak istedği zaman dışarı çıkmak yemek yapmak istediği zaman yemek yapmak ve kitap okumak istediğim zaman kitap okumak istiyorum. Zorunluluklar beni çook boğuyor.. Şemsiye girmiş artık göte ne yapsak nafile demeli miyim, zevk mi almalıyım bu zorunluluklardan, şımarığın tekiyim belki de ne biliyim.. inan hiç bir şey gelmiyor şu evliliğe dair.

Halbuki sevgili iken o benim kocam, ben onun karısı değilken herşey ne kadar da heyecanlı ve dinamikti. Hatta kinetik enerjimiz tepelerde geziyordu.
Ben kendime yeni bir oyun bulmadan sevgilimi istiyorum geri ve önce bunun için uğraşacağım. Ona koca gibi değil ev arkadaşı gibi davranacağım.

O benim kocam olduğunu düşünüyor mu hayır düşündüğü sadece benim onun karısı olmam ve evdeki kadın olarak ev sorumluluklarımı yerine getirmem. Peki o, koca olarak sorumluluklarını yerine getiriyor mu? Koca olarak karısını mutlu etmek için uğraşı var mı? Bu soruların cevabıı biliyorum ama değil kendime yüksek sesle söylemek burda yazmaya bile çekiniyorum.

Hiç yorum yok: