10 Ekim 2011 Pazartesi

İsyanımın şarkısı

Bu klipte canlandırılan kıza çok imreniyorum.. Kindar biri değilim ama nedense o haykırışı, o sesi beni çok etkiliyor..

9 Ekim 2011 Pazar

Anne Ördek ve Yavrusu

Anneler aslında herşeyi hisseden canlılardır. İşin kötü tarafı kendi içinizde kendinizle verdiğiniz savaşa da karışmaları :( Bir ingilizce öğretmeni anneler için "control freak" demişti. 


















İşte anne ördek ve yavrusu arasındaki bozuşmalarda böyle başlıyor.. Yok yok "bozuşma" demek doğru değil, doğru kelimeyi siz bulun ben anlatıyım nasıl bir şey olduğunu; kendi hayatını bulmaya yön vermeye ve arada sırada üzülürse bu üzüntüsünü yaşamayı tercih eden yavru ördek, annesi tarafından üzüntüsü hissedilince kontrol edilmeye başlanır. Bu önce "nen var senin yavru ördek?" diye sorularla başlar, sonra iğneli cümlelerle sonlanır. Arada ses yükselir yavru ördekten: "Ben halimden memnunum". bu memnuniyet cümlesi esasında "yeter karışma bana"nın kibarcasıdır.
doğru kelimeyi umarım bulmuşunuzdur..
Her yavru ördek gibi benim de hayatıma her yeni yaşımda ya da her yeni bir başlangıçta kendim yön vermem gerekiyor.

Kulağımda Jazz

Günaydın,
Yağmur damlaları kulaklarınızdan bir an olsun eksilmezken bu sese yeni bir ses ilave etmeli diye düşünüyorusanız sakın TV'yi açmayın veya evde bağırıp çağrışmayın..
Çünkü bu kanal kulaklarınızı olduğu kadar beyninizi de rahatlatıp güzel ve keyifli şeyler düşünmenizi sağlayacak.. Çok keyifli bir pazar geçirmeniz dileğiyle...


not: karşımda sanki büyük bir okuyucu kitlem varmış gibi konuşmak ya da yazmak bana çok eğlenceli geliyor..

7 Ekim 2011 Cuma

Kaslarımı uzatmaya karar verdim

Evet tahmin edeceğiniz üzere pilatese başladım..Daha başlangıç kurundayım ama karın kaslarıma, üst bacak kaslarıma, bel kaslarıma merhaba dedim bile..:( nefes alma egzersizleri bile yetiyor bazen. Yorucu ve zevkli herkese tavsiye ederim.. Ama mutlaka bir hoca eşliğinde olmalı, evde tek başına yanlış hareketler yapıp sakatlanmanıza sebep olabilir. Dikkatli ve keyifli kas uzatmalar bana....=)

müzede bir gece

Dün gece sevgili kocamı ikna edip (alkışlar lütfen) istanbulmodernde önce sergi sonra film ve ardından yemeğe gittik..:)))))
müzede çok fazla anlamlı şeyler vardı.. ama aklımda kalan bir "Şairin Ölümü" bir de 19 kişinin bavulları ve onların hikayelerinden bahseden şiir...

Yemek ve şarap çok lezizdi..

Film ise.. http://www.imdb.com/title/tt0062113/
Kilise ve devlet güdümündeki toplumsal, cinsel ve psikolojik diktanın “iyi” insanları canilere dönüştürmesini inceler Saura. Hitchcock'un Vertigo’sundan ve Luis Bunuel’den izler  taşıyan film, eski bir arkadaşının karısı olan Elena’ya aklını takan bir doktor üzerinden gelişir. Elena’yı elde etme arzusu,  gençliğinde gittiği festivalde gördüğü davulcunun o olduğunu iddia etmekten, çekingen bir hemşire olan yardımcısı Ana’yı ona dönüştürmeye kadar varır.

başlarda biraz sıkıcı ilerledi sonrasında ise baya deli bir filme dönüştü..:)

akşam eve dödüğümüzde şarabın da etkisi ile sızmışım.. :)

3 Ekim 2011 Pazartesi

Güzel ekimin ilki

Pazartesileri yaşayan biri olarak şunu anlatabilirim: 2 gün geç kalkıp geç yatın, sonrasındaki gün geç yatmanıza rağmen erkenden kalkmanız için silahtan bile daha güçlü bir tehditle yataktan fırlayın, gözünüz açık ama beyniniz uyuşuk şekilde kahvaltı bile yapamadan (yapma isteği olduğunu da nerden çıkardınız) evden hızlıca çıkın.. işte pazartesş için gerekli olan budur..

Peki ben bu başlığı atıp neden söyleniyorum? Hayır benimkisi söylenmek değil mevcut durumdan farklı durumu çıkarmak. Kafamı kurcalayan tonlarca ağırlığındaki sorulara rağmen tek bir yanıtla bugünü geçirmek. Bugün günlerden ekimin ilki.. :) Bu kadar basit..

2 Ekim 2011 Pazar

2 ekim 2011 akşamı

ve ben 2 yıllık evliliyim demeye 1 hafta kaldı.. Evlilik ne boktan birşeymiş vay arkadaş.. Millet ne diye yırtıyor kendini evleneyim diye bilmiyorum.. Cidden bana çok zor geldi, milleti bilmem ama. Her gün eve gel birşeyler için çaba göster: o şeyler ne mi? Evin temizliği ve eve gelmeyi bekleyen misafirler için hazırlık..vs. "Neden ben" diye soranlardanım. Bana mı geliyor sadece misafir???? Bu evde yaşayanlara geliyor, ha sadece benim misafirimdir o ayrı. Hatta benim olmayan misafirin de hazırlığını ben yapıyorum. Çok gıcığım biliyorum ama ben sevmiyorum bu olayları.. Sevmiyorum ve bu oyunu oynamak istemiyorum. Bu çok gıcık bir oyun ve ben mızıkçının tekiyim anlaşıldı mı??
Ben aklıma gelen delisiyim ve canım dışarı çıkmak istedği zaman dışarı çıkmak yemek yapmak istediği zaman yemek yapmak ve kitap okumak istediğim zaman kitap okumak istiyorum. Zorunluluklar beni çook boğuyor.. Şemsiye girmiş artık göte ne yapsak nafile demeli miyim, zevk mi almalıyım bu zorunluluklardan, şımarığın tekiyim belki de ne biliyim.. inan hiç bir şey gelmiyor şu evliliğe dair.

Halbuki sevgili iken o benim kocam, ben onun karısı değilken herşey ne kadar da heyecanlı ve dinamikti. Hatta kinetik enerjimiz tepelerde geziyordu.
Ben kendime yeni bir oyun bulmadan sevgilimi istiyorum geri ve önce bunun için uğraşacağım. Ona koca gibi değil ev arkadaşı gibi davranacağım.

O benim kocam olduğunu düşünüyor mu hayır düşündüğü sadece benim onun karısı olmam ve evdeki kadın olarak ev sorumluluklarımı yerine getirmem. Peki o, koca olarak sorumluluklarını yerine getiriyor mu? Koca olarak karısını mutlu etmek için uğraşı var mı? Bu soruların cevabıı biliyorum ama değil kendime yüksek sesle söylemek burda yazmaya bile çekiniyorum.

gözüme takıldı

kulağımda radyodan çalan jazz ve karşımda güneşin bugünki son hali.. bugün de çok güzeldi güneş, her zamanki gibi parlak ve sıcak..

gözüme takıldı kaldı bulutların ona bugün son kez sarılışı.. ve mavi bağırıyor ben hala açık maviyim diye..