11 Kasım 2012 Pazar

beyaz bir sayfa

beyaz bir sayfa açtım kendime, eskilerden kalan şeyleri onardım, tozlarını aldım ve bir sürü yeni şeyler ekledim.

Sayfam bembeyaz, eklediklerim rengarenk olunca önce çok eğlenceli geldi. Keyifli bir pazar sabahı gibi kendimi dinlenmiş ve mutlu hissediyordum (hala benzer duygular var içimde). Sonra sonra renklerin içinde karmaşıklık beni biraz yormaya başladı. Yorgunluğu farketmem için ciddi şeyler yaşamam gerekiyormuş. Yaşadım ama çabuk atlattım. Hala rengarenk sayfa ama bu sefer bazıları kendi içinde gruplara ayrıldı. İlk bakıştaki göz alıcılığı yitirdi. Biraz daha sakin ve düzenli. :)

Hayatıma yenilikler getirdim 28 yaşımda. 18 yaşında bu şehirden uzaklaşıp başka bir deniz şehrine yerleşmiştim, 23 yaşında ise daha başka bir deniz şehrine. 28 yaşının içinde iken yeniden ilk deniz şehrine geri döndüm. Bu dönüş bir yeniliş değildir diye içimde tekrar ede ede döndüm. 

Kendimi kandırıyor muyum? Bilmiyorum bardağın ne tarafından baktığınıza bağlı!

28 yaşım geçti. 29 yaşım da geçmek üzere. 11 ay bitti bu yeniden yine başladığım şehirde. 5 ay sonra 30 yaşımda olacağım. ve yine doyumsuz ben, yine aklına gelen delisi ben, yine duygusal düşünüp hayatı anlardan oluşan zevkler kümesi olarak gören ben, yine renkler peşinde. karmaşasından mutlu, kendi düzensizliğinden bir tek kendi sıkılmayan ve rahatsız olmayan ben yine yeni bir şeyler katmak peşinde hayatına.
Bu sefer çok daha büyük, hiç bir zaman yerine bir şey konulamayacak büyüklükte bir şey katmak istiyorum. 

minik bir bebek...

henüz vitaminde portakal olan bir insan :)

Hiç yorum yok: